Çocuklarımız solucanlara dokunmaktan iğreniyorlar, yiyeceklerin nereden geldiklerini bilmiyorlar ve ormanda yalnız yürümekten korkuyorlar.
Veya, tabiatta yürüseler bile, akıllı telefonlarına bakmaktan etrafındaki doğal güzellikleri görmüyorlar. Bizler ve çocuklarımız dijital dünyanın sunduklarından çok kolay etkileniyoruz.
Koltukta patates gibi oturmak, patates ekmekten çok daha kolay geliyor.
Bunun sonucunda 21. yüzyılın çocukları günlerinin üçte birini dijital platformlarda geçirirken sadece yarım saatini açık havada geçiriyor.
Bizim çocuklarımız günlerinin büyük bir bölümünü açık havada, ekrandan ve teknolojiden uzak toprağa yakın olarak geçirirler.